1 Aralık 2014 Pazartesi

Emboli Denen İllet Neden Olur? Öğrenin ki En Azından Tedbirinizi Alın:)

Bir önceki yazımda bir insanın kanının normalden daha fazla pıhtılaşmaya eğilimli olmasına sebep olacak "genetik" yani aileden geçen faktörlerden bahsetmiştim hatırlarsanız. "Yok ben onu atlamışım, vallahi görmedim" diyenleriniz için işte o yazımın linki: Embolide Genetik Faktörler

"Dolaşımın yavaşlaması ve Pıhtılaşmanın aşırı olmasına sebep olabilecek, genetik olmayan, yani, sonradan oluşan durumlar nelerdir?" derseniz, onları da yine dilim döndüğünce ve kendimden örneklerle anlatmaya çalışayım....
  • Ameliyat sebebiyle veya yaşlılık ya da yatalaklık gibi durumlarla, belirli aralıklarla kalkıp, dolaşamadan, uzun süreli yatak istirahati geçirmek zorunda kalmak
Bu noktada örnek olarak benim durumumu ele alalım isterseniz: 

Dedim ya, kendimi iyi hissedince, Bel Fıtığı ameliyatının ertesi günü korse giyerek, elektrik süpürgesini takıp evi süpürmüşlüğüm oldu. Evet! Normal bir insan değilim, farkındayım:) Ameliyatın ertesi günü ev süpürmek delilik ama en azından yan gelip yatmamışım ve hareketsiz kalmamışım işte ne güzel.



Tüy Döküyorsam, Süpürmesini de Bilirim Alim Allah:)

22 Ekim 2014 Çarşamba

Pulmoner Emboli de Nedir? Nasıl Gelip de Beni Buldu Bu Meret?

Hikayemin öncesini henüz bilmeyenler için, çok kısaca özetlemem gerekirse; alelacele olduğum bir bel fıtığı ameliyatından, 2 hafta kadar sonra, üst vücuduma bıçak saplanır gibi sancılar girmesiyle, acil servise gidip, "hiç bir şeyiniz yok" diye, geri gönderilmeye çalışılırken, kendi ısrarlarım sonucu, Göğüs Doktorunun da muayene etmesiyle ortaya çıktmıştı "Pulmoner Emboli" maceram...

Blogumun Ana Sayfa üst menüsündeki, "Pulmoner Emboli" sekmesine tıklayarak, sırasıyla başımdan geçenleri okuyabilirsiniz.


pulmoner-emboli-nedir-nasil-tedavi-edilir
Uff olmuşum da ben...


Ayhh! Moralimle Döverim Ben Bu Hastalığı Beaa! :))

En son nerde kalmıştııııkkk? Heh! "Nur topu" gibi bir "Pulmoner Embolim" olmuştu. Umarım diildir diye dua ederken, Bilgisayarlı Tomografi (BT) taramasında sonuç kesinleşince, bir anda omuzlarım çökmüş halde, kös kös hastane odama dönmüştüm:) Önceki gelişmelerle ilgili o çok eğlenceli yazıyı kaçıranlar buradan bir göz atabilirler:)


pulmoner-emboli-bilgisayarli-tomografi

Her bir nefes aldığımda, vücüdumun üst bölümüne korkunç sancılar saplanırken, bu savunmasız durumumdan menfaat sağlamak üzere, insan müsveddesi kılıklı, asık mı asık suratlı "nursuz" bir erkek doktor dikildi başıma.


pulmoner-emboli-bicak-saplanir-gibi-sanci


4 Eylül 2014 Perşembe

Emboli Geçirdiğini Duyunca Ambole Olmak :)

En son nerede kaldığımızı hatırlarsanız, yapılan tetkikler sonucu, üzerimde jilet gibi kurumsal ofis kıyafetlerimle şöyle bi' uğradığım acil servisten, hemen hastaneye yatırılmam gerekince, geçirdiğim şoktan sonra, eve gidip eşyalarımı ayarlayıp, öyle geri gelmek istemiştim. Ama artık sorumluluk onlarda olduğu için doktorlar, bir daha geri gelmeyeceğimden ve bana bir şey olursa işin başlarına kalacağından çekindiler herhalde ve bana "Hastaya ölüm riski bilgisi verildi, ancak tedaviyi kabul etmiyor" diye bir belge imzalatarak, buna bile ancak öyle müsamaha ettiler. 

A-Aaaa ne çok sevdiler beni.. Ayrılamıyorlar valla:)

1 Eylül 2014 Pazartesi

İyi de Şimdi Benim Acil Servis'te Ne İşim Var? :)

En son hatırlarsanız, bel ameliyatından sonra neler olduğunu anlatıyordum... Sırf doktor öyle dedi diye günlerce iki seksen uzanıp, dinlenmeme rağmen, ameliyat bölgesinde içeride kanama olan bölgedeki ağrılar tam iyileşemeden, çalışma hayatına geri döndüm. İsteseydim raporumu uzatırdım ama işler beni beklerken, buna içim el vermedi. Evet, biraz çalışma delisi olduğum doğrudur:)

Bir kaç gün geçmedi ki, bu sefer sanki bıçak gibi saplanan sancılar hissetmeye başladım. Önce ensemden giriyor, ordan çıkıyor sırtımda dolaşıyordu. Hareket eden ve nefes aldığımda şiddetlenen sancılar... Allahım bana neler oluyordu?

bel-fitigi-ameliyati-sonrasi
Uyuyorum... Uyuyorum... Lay Lay Lom... Günler Çabuk Geçsin Diye :)

27 Ağustos 2014 Çarşamba

Bel Fıtığımız Varsa Neler Yapmalı? Oluşmaması için Nelerden Kaçınmalı?

İlk görüştüğüm doktorun "aman ileride bacakların tutmaz, sinirler kaybolursa gelir gelmez, tuvaletini bile tutamazsın, mazallah o olur, bu olur" diye korkutmalarıyla acilen Bel Fıtığı Ameliyatı olmuş tezcanlı birisi olarak, öncelikle size naçizane tavsiyem sadece "bir tanecik doktor" görerek, hemen ameliyata yatmamanız olacaktır.


Aaaa! Dünyanın yükü omuzlarımda...

25 Ağustos 2014 Pazartesi

Sen Bağıştan Haber Ver, Bir Kova Suyu Herkes Döküyor...

Henüz 12-13 yaşlarındaydım. O dönemde asosyalliğim tavan yapmış halde olduğundan, misafirlere "hoş geldiniz" demek için bile odamdan çıkmak bana işkence gibi gelirdi. Sırf bu yüzden, kapı çalındığı an, uyuyorum sansınlar da, kimse beni içeri sohbete çağırmasın diye, hemen koşup odamın ışığını ve kapısını kapatır, televizyonumun sesini iyice kısardım:)) En çok da yanıma gönderiyorlar ve eşyalarımı karıştırıyor diye misafir çocuklarından haz etmezdim. 

Neyse efendim, o sıralar apartmana Şenay ve Cengiz 
isminde genç bir çift taşınmış ve daha yeni de, bir bebekleri olmuş, ismini Gizem koymuşlardı.



11 Ağustos 2014 Pazartesi

O Zaman Ben de Yatıp Film İzlerim:)

Hatırlarsanız en son "aman hemen ameliyat olmazsan, sonra çok geç kalırsın" diye gözümü korkutan doktor sayesinde hemen bel fıtığı ameliyatına alınmış, kontrole gittiğimde kendini komiklik abidesi sanan doktorumun gıcık esprisine maruz kalmış ve kendisini ciddiyete davet ettiğimde tavsiye ettiği şekilde, belim için havuza gitmeye başlamıştım.

Bir, iki, üç sefer derken... Yüzmeye gidiyorum ama belimdeki ağrı "bana mısın?" demiyor. Böyle olduğunu duyunca bu kez "havuza ara ver ve hiç kalkmadan dinlen bir müddet" dedi.

Tabib sen elleme benim yaramı...  Beni bu dertlere salanı getiiir :)

8 Ağustos 2014 Cuma

Bel Fıtığı Ameliyatı Sonrası Doktordan Komiklikler Şakalar

Eveeet... Nerde kalmıştık? Heh! Ameliyat günü... :)

Efendiiim ameliyatım bitmiş odaya alınmıştım. Operasyo esnasında temizlediklerini söyledikleri fıtığı, kapaklı plastik bir kapta minik bir pembe sıvı içinde bana verdiler. Ne yapacağımı bilemedim öylece bakakaldık birbirimize... Kıkırdak gibi bişeyler işte. Sonuçta benim bir parçamdı ve ona sempati duymaya çalıştım. İlk iş olarak ona modern bir isim verdim: "Fıtık Can"! "Oy ne tatlı" deyip, bardağı çalkalayıp durarak, herkese "kıyamam ben onu atmaya, en iyisi akşama pilava katarız" şeklinde iğrenç espriler yaptım yattığım yerden:)

Aynen söyledikleri gibi 3 saat kadar sonra, koluma giren bir hemşire tarafından ayağa kaldırılıp koridorda ağrılar içinde de olsa yürütüldüm.  

 Hadi kızım tay tay :)

6 Ağustos 2014 Çarşamba

Bel Fıtığı ile İlk Tanışmam...

Hayal edin... Sene 2007... 

Daha 30'larımın en başlarındayım ve çok istediğim bir şirkette Müdür Yardımcısı olarak daha yeni işe başlamışım.

Müdür olan hanım da hamileliğin son 3 ayında ve görünen o ki, o hamilelik iznine çıktığında bütün her şeyin sorumluluğu bana kalınca, şaşırıp kalmamam için, bu hiç tanımadığım şirketi ve işi çok kısa sürede öğrenmem ve sahiplenmem gerek...

Bu heyecanla bütün günüm koşuşturma ve toplantılar arasında fırtına gibi çalışarak geçiyor. Sorumluk sahibi, çalışkan ve işkolik birisi olarak bu durumdan çok mutluyum.

Derken bir sabah belim bükülmüş halde kilitlendi kaldı. Bu durumda üstü üste bir kaç toplantıya katıldım ama, bırakın oturup kalkmayı, yaptığım en ufak bir harekette bile belimden şiddetli sancılar çekiyordum.

bel-fitigi-dusme

26 Mayıs 2014 Pazartesi

Merhaba:)

"Ne ağlarsın, benim zülfü siyahım? Bu da gelir, bu da geçer, ağlama!" der Aşık Daimi... 

Her söylediğimde, kelimelerin boğazımda düğümlenmesine ve göz yaşlarımın, damla damla birbirinin ardısıra akmasına sebep olan bu türkü, teselli doludur aslında anlayana...


Elbette hepimizin hayatında inişler çıkışlar, mutlu günler, hüzünler var. Yağmurlar, fırtınalar olmasa, güneşli güzel günlerin değerini bilir miydik, değil mi ama? Her halimize şükretmek gerek, farkındayım. Bazen unutsak da, umudumuzu kaybetsek de, bu böyle...

hastalık-saglik-tedavi